menü

Başkanlığımız ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İş Birliği İle "HMS Majestic" Batığına Istakoz Bırakıldı.

18 Kasım 2024 Pazartesi

Başkanlığımız ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) iş birliği ile Dardanos Yerleşkesindeki Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesine ait Deniz Canlıları Araştırma/Uygulama Merkezi’nde yetiştirilen ıstakoz yavruları 109 yıl önce Çanakkale Savaşı’nda batan “HMS Majestic” gemisi enkazına bırakıldı.

 

Sahip oldukları ekonomik değer nedeniyle avcılık baskısına maruz kalan Homarus gammarus türüne ait ıstakozların doğadaki popülasyonunu desteklemek ve azalan balıkçılık kaynaklarına dikkat çekmek amacıyla 4 yıl önce başlatılan ıstakoz stoklarını destekleme programı hız kesmeden devam ediyor.

Aşırı avcılığın etkisi, avcılık yolu ile elde edilen üretim miktarlarına yansımış ve son yıllarda denizlerimizden avlanan ıstakoz miktarı 2-3 ton seviyelerine gerilemiştir.  Günümüzde, aşırı avcılık, deniz kirliliği ve habitat bozulması gibi faktörlere bağlı olarak bir çok deniz canlısının miktarı azalmaktadır. Öte yandan su ürünleri yetiştiriciliği yardımıyla denizlerdeki canlı çeşitliliğinin artırılması ve desteklenmesi dünyada uzun yıllardır kullanılan ve kabul görmüş bir iyileştirme modelidir. Bu çerçevede 4 yıl önce ÇOMÜ, Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi laboratuvarlarında ıstakoz larva ve jüvenil üretim yöntemlerinde sağlanan gelişmelere bağlı olarak %15-20 hayatta kalma oranları elde edilmiştir.  Bugün, karadaki tesislerde 1 yıl bakılıp büyütülen ıstakoz yavruları, 20 metre derinlikte yatan “HMS Majestic” batığına bırakılmıştır. Dünyada ve ülkemizde, batık gemiler zamanla bir yapay resif haline dönüşerek, denizlerdeki canlı yaşamını ve biyo-çeşitliliği destekleyen önemli bir habitata dönüşür. Bu bakış açısıyla, Çanakkale Savaşı sırasında batan gemilerin enkazları günümüzde çok sayıda deniz canlısının barındığı, yaşadığı ve beslendiği bir ortama dönüştüğünü biliyoruz. Denizlerde stokları azalan ıstakozların, balıkçılığa kapalı bu alanlarda uygun habitatlar bularak yaşayabileceklerini öngörüyoruz. Böylece, doğada azalma eğiliminde olan ıstakoz stoklarının akuakültür ile sürdürülebilir şekilde desteklendiği başarılı bir yönetim modeli ortaya konması hedeflenmektedir.