ÇANAKKALE KARA SAVAŞLARI’NIN 109’UNCU YILDÖNÜMÜ ANMA TÖRENLERİ GERÇEKLEŞTİ Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü nedeniyle 24 Nisan tarihinde Çanakkale Şehitler Abidesi’nde bir anma programı gerçekleştirildi. 24-25 Nisan Çanakkale Kara Savaşları’nın 109. Yıl dönümü sebebiyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen anma töreni yoğun bir katılımla gerçekleşti. 24-25 Nisan Çanakkale Kara Savaşları’nın 109. Yıl dönümü sebebiyle gerçekleştirilen anma törenine; Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Çanakkale Vali vekili Hakkı Uzun, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, İkinci Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Eceabat Kaymakamı Murat Çiçek, gaziler ve şehit yakınları ile çok sayıda davetli katılım sağlarken yabancı ülkeler de törene büyük ilgi gösterildi. Avustralya Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Richard Marles, Avustralya Büyükelçisi Miles Armitage, Avustralya Birleşik Güçler Komutanı John Frewen, Fransa Uluslararası İlişkiler ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Koramiral Christophe Lucas, Fransa Büyükelçisi Isabelle Dumont, Afganistan Büyükelçisi Amir Mohammad Ramin, Avusturya Büyükelçisi Gabriele Juen, Yeni Zelanda Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral David Proctor, Birleşik Krallık Büyükelçisi Jill Morris, Birleşik Krallık’tan Tuğamiral Robb Pedre, Pakistan Büyükelçisi Yousaf Junaid, ABD Büyükelçisi Jeffry Flake, Belçika Büyükelçisi Paul Huynen, Malta Büyükelçisi Therasa Cutajar, İrlanda Büyükelçisi John Mccullagh, Sri Lanka Büyükelçisi Saranya Hasanthi U.Dissanayake, Kanada, Senagal, Macaristan, Hindistan ve Güney Afrika’dan da üst düzey yöneticiler katıldı. Atatürk Anıtı’na sunulan çelenk ile başlayan tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasıyla devam etti. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ile Fransa Uluslararası İlişkiler ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Koramiral Christophe Lucas törenin açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. Tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve rahmetle yad ederek konuşmasına başlayan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, “Şu an içinde bulunduğumuz alan bundan 109 yıl önce bir büyük mücadeleye sahne olmuştu. Çıkarma gemilerine bindirilip, kıyılarımıza indirilen çeşitli uluslardan binlerce asker, daha ilk günden, nasıl zorlu bir harekâtın içinde düştüklerini çarpıcı bir biçimde anlamışlardı. Adeta bir avuçluk bir toprak parçasında, birden çok milletten, binlerce muharip; önlerinde vatanını savunan kahraman Türk askeri, arkalarında tarih boyunca nice orduları yutmuş Çanakkale Boğazı olduğu halde, tam bir sıkışıp kalma hali yaşamaktaydılar. Tarih; hiç de eşit olmayan şartlarda başlayan, başlatılan bu muhabereyi, son tahlilde vatanını müdafaa edenlerin zaferiyle not edecekti” dedi. Yaklaşık 8,5 ay süren çok şiddetli çatışmaların, Türk askerinin ruhen de bedenen de yenilemeyeceğini tüm dünyaya gösterdiğini vurgulayan Yazgı şöyle konuştu: “Dünya Harp Tarihi’nin ilk modern amfibi harekâtında; vatan mücadelesi için siperlerde, tünellerde, menfezlerde, denizaltında, havada kısacası akla gelebilecek her zeminde verilen mücadele emsalsizdi. Başta, ‘Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, her kademedeki subay ve askerlerin inanç ve irade yüklü duruşu, bu destansı mücadelenin en temel itici gücü, ufuktaki zaferin de teminatıydı. Bugün, burada, bu abidenin önündeyiz ama elbette söylemek gerekir ki, Müslüman Türk askerinin asıl abidesi bütün bu topraklardır. Mehmetçik; Kirte’de, Kanlısırt’ta, Zığındere’de, Bombasırtı’nda, Conkbayırı’nda, Gelibolu Ovası’nda mübarek kanını akıtarak en büyük abideyi bizzat inşa etmiştir.” Bu topraklardaki mücadelenin bir başka özelliğiyle de dikkat çekici olduğunu belirten Yazgı, “Çanakkale Muharebeleri, 600 yılı aşkın bir süre yaşamış ve ömrünü tamamlamış Osmanlı İmparatorluğu’nun son büyük destanıdır. Yine Çanakkale Muharebeleri, Türk Milleti’nin yepyeni bir diriliş, bir filizlenmeyle Millî Mücadele’ye, oradan da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna uzanan taze başlangıcının da ilk büyük destanıdır” ifadelerini kullandı. Yazgı sözlerine şöyle devam etti: “Binlerce yıldır akıp gelen tarih nehrinin dönemeçlerinde savaş da var, barış da. Hayatın devinimi acıları da taşıyor, umutları da. Ve elbette insanlık ailesinin, bu ailenin kadim değerlerinin en kıymetlilerinden birisi ise barışa, dostluğa olan inançtır, umuttur. Biz Türk milleti olarak, Çanakkale Zaferi’nin mümessilleri, bu güzel vatanın sahipleri olarak, tarihi iyilik ve güzellikle dolu bir millet olarak, barışa dair kararlılığımızı her zaman korumaktayız. Bunun bilinciyle, her vesileyle gençlerimize, çocuklarımıza “Çanakkale Ruhu”nu aşılamaya çalışıyoruz. Çanakkale’yi ziyaret etmeyen bir evladımızın olmamasını arzuluyoruz. Sizler gibi misafirlerimiz için de bu neviden ziyaretlerin; barışa, dostluğa, kardeşliğe olan inancınızı daha da güçlü kılmasını temenni ediyoruz. Başta Anafartalar Kahramanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere terini, gözyaşını, kanını bu topraklara katmış gazilerimizin, vatanı uğruna can vermiş şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla, şükranla eğiliyorum. Ruhları şad, mekânları Cennet olsun.” Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı Sayın İsmail Kaşdemir törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale şanlı müdafaasının tüm kahramanlarına bin selam olsun. En başta, Çanakkale mahşerinin muzaffer komutanlarından, Anafartalar Kahramanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşlarının ve kahraman Mehmetçiklerimizin ruhları şâd olsun. O büyük insanları rahmet, minnet ve şükran duygularımızla anıyoruz” dedi. 109 yıl önce bu topraklara gelip savaşan, hayatını kaybeden ve şimdi bu toprakların evlatları olan ve Mehmetçiklerimizle koyun koyuna huzur içinde yatan itilaf devletleri askerlerini de saygıyla andığını belirten Kaşdemir, “Şimdi barış, huzur ve güven diyarı olan bu müstesna topraklarda huzur içinde uyusunlar. Hepimiz için çok önemli olan bu törenleri yaptığımız Çanakkale Tarihi Alanı, büyük Türk Milletinin tarih yolculuğundaki en önemli merhalelerinden olan, şanlı Çanakkale Savunmasının yaşandığı müstesna bir yerdir. 109 yıl önce Türk Milletinin her bir ferdi koşarak, buradaki yangını söndürmeye geldiği gibi, şimdi de her millet evladı koşarak buraya gelmekte, ecdadını anmakta ve Çanakkale Ruhunu teneffüs etmektedir. 109 yıl önce nasıl vatan bellediğimiz toprakların her köşesinde yaşayanların kalbi Çanakkale için atmaktaysa, bugün de her bir millet ferdinin hatta şu anki sınırlarımızın dışında yaşayan akraba ve dostlarımızın kalbi Çanakkale denilince bir başka çarpmaya başlamaktadır. Çünkü Çanakkale ortak bir değerdir, ortak bir paydadır” dedi. “Gün gelecek bu huzur diyarı toprakları ziyaret etmeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kalmayacak” diyen Kaşdemir, “Milyonlarca yabancı ziyaretçimiz bu alanı ziyaret edecekler ve tarihin içinde adeta bir zaman tüneli içinde yolculuk yapacaklardır. O yüzden biz Tarihi Alan Başkanlığı olarak Türk Milleti’nin tüm evlatlarını Çanakkale’ye davet ediyor, yabancı misafirlerimizi daha büyük kalabalıklarla burada görmek istiyoruz. Bu toprakların hür havasını bizim teneffüs etmemize vesile olan, Çanakkale Boğazı’nın özgürce ve gururla akmasını sağlayan, 109 yıl önce memleketin kararan ufuklarında şafağı söktüren, Milletçe silkinip adeta küllerimizden yeniden doğmamıza sebep olan kahraman şehit ve gazilerimizin ruhları şâd olsun. Allah Onlardan razı olsun” diye konuştu. Fransa Uluslararası İlişkiler ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Koramiral Christophe Lucas ise çoğu genç yaşta bu yarımadada hayatlarını feda eden cesur askerleri anmak için Türkiye gök kubbesi altında bulunmaktan onur duyduğunu açıkladı. Bu coğrafyada 109 yıl önce Birleşik Krallık, İrlanda, Avustralya, Yeni Zelanda ve Fransa'dan on binlerce İtilaf Devletleri askerinin, vatani hizmetlerini yerine getirmek üzere ortak tarihin en trajik perdelerinden birinin oynandığı bu topraklara geldiklerini vurgulayan Lucas, "9 ay boyunca, bugün izlerini halen görebildiğimiz siperlerde ateşlere maruz kalmış, yalnızca savaşın gazabına karşı değil sıcaklık, susuzluk, açlık ve hastalıklara karşı da cesurca mücadele etmişlerdir. Bilanço her iki taraf için de ağır olmuştur. Kayıpları ölçmek imkânsızdır. İtilaf Devletleri en az 60 bin kayıp vermiş, bunlara 125 bin yaralı ve hastalık sonucu ölen 100 bin kişi eklenmiştir. Ne kayıpların miktarı ne de savaşın şiddeti burada mücadele eden erlerin gösterdikleri yiğitliği eksiltmemiştir. Cesaretleri ve fedakarlıkları asla unutulmayacaktır” diye konuştu. Kur’an-ı Kerim tilaveti, resmi geçit töreni, şehitliklere karanfil bırakılmasının ardından gerçekleşen SOLOTÜRK gösteri uçuşuyla tören sona erdi. Program kapsamında Fransız ve İngiliz Anıtı’nda da törenler gerçekleştirildi. Anıtlara çelenk bırakıldı.